İnsan Beynine Çip Geliyor. Elon Musk 2023 yılının 2.yarısında insan beynine çip takma denemelerine başlayacağını açıkladı. Peki Elon Musk'ın Neuralink Şirketi ne amaçla, kimlere çip takacak ve işlem nasıl gerçekleşecek? Detaylar haberimizde..
İnsan Beynine Çip Geliyor... Neuralink ve Beyin-Bilgisayar Bağlantısı Hakkında
Neuralink Şirketi
Neuralink şirketi Elon Musk ve beraberindeki 8 Nörolog
tarafından beyin-makine arayüzleri geliştirmek amacıyla 2016 yılında San Francisco’da
kurulmuştur. Şirketin 2016 yılı Temmuz ayında kurulmasına rağmen üzerinde
çalıştığı konu sır gibi saklanmış, yürüttüğü çalışmalar ancak Nisan 2017’de
açıklanmaya başlamıştır.
Şirketin amaçları çeşitli olmakla birlikte bu amaçlarından biri de Elon Musk’ın en büyük korkularından biri olan hızla gelişen yapay zekâ karşısında beyin-bilgisayar bağlantısıyla süper beyin oluşturarak yapay zekâya üstünlük sağlamaktır. Evet, bugüne kadar sadece bilim kurgu olarak gördüğümüz pek çok keşif, icat ve teknolojik ilerlemede ciddi gelişmeler yaşandı. Örneğin 1985 yapımı Geleceğe Dönüş filmindeki pek çok alet günlük yaşantımızda vazgeçilmez olmaya başladı. O dönemde şaşkınlıkla izlediğimiz akıllı telefonlar, akıllı ev sistemleri hatta uçan arabaları günümüzde görünce artık şaşırmıyoruz bile. Yine farklı gezegenlere seyahatler yapılacak olmasına ve bilim kurgu filmlerinde izlediğimiz robotlara her gün yenisinin eklenmesine artık şaşırmıyoruz. Savunmada, sanayide hatta evlerimizde bu robotları kullanmak oldukça sıradan hale geldi. Uçan arabaları, insansız hava araçlarını ve yapay zekâ robotlarını çok değil bundan 30-35 sene önce izlediğimizde veya okuduğumuzda belki bize çok saçma geliyordu. Ama artık günlük hayatımızda bunlarla karşılaşabiliyoruz.
Peki şimdi sırada ne var? Matrix filmi mi? Yani
beynimizi bilgisayara bağlayıp kötü adamlarla savaşabilir miyiz? Veya “yapay
zekâ robotlarla”. Ya da filmdeki gibi birader bana oradan bir Kung Fu yükle
diyerek Kung Fu öğrenebilir miyiz? Veya konuşmak istediğimiz bir dili
yükleyerek dil öğrenmek, ciltlerce kitabı bir belleğe yükleyerek beynimize
yerleştirmek, mouse, klavye veya herhangi bir aracı birim kullanmadan sadece
düşüncemizle bilgisayar kullanmak, hastaların beynindeki hasarlı bölümleri onararak
körlüğünü, Alzheimer hastalığını tedavi etmek, ya da beynine takılan bir çiple
felçli hastaların vücudunu hareket ettirebilmesini sağlamak mümkün olabilir mi?
Bunlar size hâlâ saçma gelebiliyor olabilir. Ancak Elon Musk tarafından kurulan
şirket tam da bunları amaçlıyor. Hatta sadece amaçlamakla kalmıyorlar,
hayvanlar üzerinde deneyler yapıyorlar, başarıya da ulaşmış görünüyorlar. Artık
hayvanlar üzerindeki deneyleri de bitirmek üzere olduklarını Elon Musk son
açıklamasında belirtti. Neuralink şirketi ve şirketin sahibi Elon Musk yaklaşık 6 ay içerisinde beyin
bilgisayar bağlantısını insanlar üzerinde kullanmaya başlayacaklarını bir
sunumla aktardı.
Bunların dışında Elon Musk’ın şirketi kurmadaki en önemli
amaçlarından birisi Musk’ın yapay zekâ fobisi. Hatta sırf bu düşüncesinden dolayı
da Neuralink şirketini bir diğer şirketi olan ve kâr amacı gütmeyen Open AI
yapay zekâ şirketiyle aynı binaya taşıdı. Aslında bu fobi sadece onda değil Stefan
Hawking, Bill Gates gibi bilim ve iş insanlarında da vardı. Elon Musk yapay
zekânın insanlık için bir tehdit olacağı görüşünde. Yapay zekânın insanoğlunu geride
bırakarak gezegenimize hâkim olacağı düşüncesinde. En çok tedirgin olduğu yapay
zekâ projesi ise Google’ın yürüttüğü Deepmind projesi. Bu projede yapay zekâ
eski bilgisayar oyunlarında deneniyor. Deepmind’in yapay zekâsı programın kodlarında
hiçbir değişiklik yapılmadan oyunların nasıl oynanacağını anlıyor ve yeterince
sayıda oynadıktan sonra profesyonel oyuncuları yenecek seviyeye geliyor.
Deepmind, 2016 yılında beş maçlık bir maçta dünya şampiyonu profesyonel bir “Go”
oyuncusu olan Lee Sedol’u yenerek dikkat çekmişti. Yine ilk insansı yapay zekâ
robotu olan Sophia’nın sohbetindeki sözleri de insanlık için yapay zekânın
tehdit olabileceğinin göstergelerinden biri olarak algılanmış ve tartışma
yaratmıştı. Yapay zekâ ve insanlık için
tehdit olup olmadığı konusuna daha sonraki yazılarımızda ayrıntılı olarak
değineceğiz.
İşte Elon Musk’ın da Neuralink şirketini kurmasındaki
amaçlarından biri gelecekte tehdit oluşturabilecek bu yapay zekâ projeleriyle
mücadele edecek süper zekâ beyin-bilgisayar bağlantıları oluşturmak. Aslında
beyin-bilgisayar arayüzlerinin (BCI) tarihi 1924 yılında Hans Berger’in insan
beyninin elektriksel aktivitesini keşfetmesiyle başlar. Hans Berger 1924
yılında insan beyninin aktivitesini kaydeden ilk kişi oldu. Berger’in ilk kayıt
cihazları oldukça ilkeldi ve hayal kırıklığı yaratan sonuçlar verdi. Ancak onun
kullandığı bu cihaz ve teknikler bugün Neuralink şirketinin de kullandığı
cihazların ve pek çok keşfin temelini oluşturdu. Hans Berger hastaların kafa
derisinin altına gümüş teller yerleştirerek ve bunları lastik bandajlarla hastaların
kafasına yapıştırılan gümüş folyolarla değiştirerek insan beyninin elektriksel
aktivitesini kaydeden ilk kişi olmuştu. Konumuz olan Neuralink şirketinin sistemi
de buna oldukça benzer durumda. Ancak günümüz teknolojisiyle bu işlemi
gerçekleştirebilmek artık daha basit ve uygulanabilir halde.
Neuralink şirketinin bir diğer amacı ciddi beyin hastalıklarını ve felçli hastaları tedavi etmek için bir cihaz geliştirmektir. Musk bu fikriyle 13 kitaptan oluşan Iain M. Banks’ın The Culture (Kültür)’ının kurgusal evreninin bir parçası olan 'sinirsel bağcık' konseptinden etkilendiğini söylemiştir. Musk 90 kişilik güçlü bir ekip kurarak beyne yerleştirilen implantlar aracılığıyla bilgisayarların, protezlerin ve diğer tıbbi gereçlerin sadece düşünce yoluyla kontrol edilebilmesini amaçlamaktadır. Musk’ın bu düşüncesi felçli hastalar için büyük bir umut ışığı oldu. Peki bu nasıl mümkün olabilir? Cevabı tabiki beyin-bilgisayar bağlantısıyla.
Beyin-Bilgisayar Bağlantısı
Bunun mümkün olabilmesi için öncelikle insan beynini tanımak
gerekiyor. Beyin adeta ağaç köklerine benzemektedir. Beynimizdeki bu yüz
milyarlarca ağaçların kökleri birbirlerine dokunarak iletişim kurar. İki
beyin hücresi bir sinaps bağlantısı kurarak birbirine kimyasal sinyaller
gönderir. İşte bu sinyaller gönderilirken sinaps bağlantısının çevresinde
elektrik alanları oluşur. Bu alana incecik bir kablo koyabilirseniz o sinyalleri
yakalamak mümkün hale geliyor. Yani bu bağlantı yoluyla beyin hücrelerinin
ürettiği bilgileri kaydetmek mümkün hale geliyor. İşte 1924 yılında Hans Berger’in
ilkel de olsa gerçekleştirmeye çalıştığı sistem tam da buydu. Bunu teknoloji
ile birleştirip hayata geçirmeyi amaçlayan şirket ise Neuralink oluyor. Üstelik
Neuralink beyin-bilgisayar arayüzüyle sadece beyinden bilgi elde etmeyi değil
aynı zamanda o bilgiyi kullanmayı da amaçlıyor. Mesela bilgisayar kullanırken tuşlara
dokunmadan yazı yazmak mümkün olabilecek, sadece yazı yazmak değil bilgisayarınızda
telefonunuzda veya herhangi bir elektronik aracınızda hiçbir fiziksel temasınız
olmadan her işlemi yapabilecek düzeye gelebilirsiniz. Böylelikle güç, enerji ve
zaman kaybından kurtulabilirsiniz. Sadece düşünün ve bilgisayar sizin için istediğinizi
yapsın.
Neuralink’in üzerinde çalıştığı cihaz ile beyninizdeki
düşünceler çok ince kablolarla yakalanıp bunlar bilgisayarınıza aktarılabilir.
Bunun için 4 temel parçaya ihtiyacınız olacak. Minik kablolar, bu kabloları
beyninizde sinaps bağlantısı çevrelerine yerleştirecek olan dikici robotlar, bu
kablolar yardımıyla gelen bilgilerin toplanıp depolanacağı elektronik çipler ve
algoritmalar.
Beyinde Sinaps bağlantısı çevresine yerleştirilecek olan kablolar oldukça minik, bir saç telinin 10’da 1’i kadar incelikte.
Neuralink Şirketinin Beyne Kabloları Dikmek İçin Kullandığı Dikici Robot
Neurolink şirketinde tasarlanan robotlar bu minik kabloları 24 mikron genişlikte bir iğneyle beyne dikiyor. Tabi bunun riski de var. Bu dikim sırasında kablo bir damara denk gelirse travmaya sebep olabiliyor. Bu nedenle robotlar oldukça hassas davranıyor.
Bu kabloların diğer ucunda ise bir çip var. Beyinden toplanan bilgiler bu çip yardımıyla kablosuz olarak aktarılabiliyor. Çiplerdeki bilgiler bluetooth bağlantısıyla cep telefonunuzdaki bir uygulamaya gönderiliyor. Bu şekilde beyin-bilgisayar bağlantısı tamamlanmış oluyor. Bu sayede başlangıç olarak telefonunuzu yönetebilir, fiziksel temas olmadan yazı yazabilir, Mouse ve klavye olmadan bilgisayarınızı doğrudan beyninizle yönetebilirsiniz.
Neuralink ilk olarak bunu fareler üzerinde denemiş ve başarıya ulaşmış. Elon Musk bu konuda yaptığı son sunumda ise önümüzdeki 6 ay içerisinde insanlar üzerinde kullanmaya başlayacaklarını açıkladı. Neuralink şirketi insanlar için çok küçük bir çip geliştirmiş. Bu çiplerden insan beynine 4 ila 10 adet arasında yerleştirmek mümkün. Bu çiplerin kabloları derinin altından kulağınızın arkasındaki bir cihaza bağlanacak. Pil ve bluetooth anteni olan bu cihazla beyninizle doğrudan telefon ve bilgisayarınıza bağlanmanız mümkün olacak.
Neuralink Şirketi’nin bu çalışması beyin-bilgisayar
bağlantısı üzerine en etkileyici çalışmalardan biri, ama ilk değil. 2000’li
yılların başlarından itibaren bu çalışmalar ve denemeler yapılmakta. 2004
yılında felçli bir hastanın beynine çip yerleştirilerek mouse ve klavye
kullanmadan bilgisayar üzerinde Pong oynaması sağlandı. Yine aynı şekilde
maymunlar üzerindede de bu işlem gerçekleştirildi.
Facebook yeni adıyla Meta düşünceleri yazıya dönüştüren bir
uygulama üzerinde çalıştığını duyurdu. Amaçları bu yolla dakikada 100 kelime
yazabilmek.
Bu alanda Neuralink’e rakip olabilecek adım ise Synchron adlı şirketten geldi. Şirket 2021 yılında ALS hastalığı olan 62 yaşındaki Avustralyalı felçli bir hastanın beynine ‘Stendrode’ adlı bir bilgisayar arayüzü kurdu. Hastaların düşünce yoluyla dijital cihazları kablosuz olarak kontrol etmelerini sağlamak için bir implant tasarladı ve bunu Neuralink’ten farklı olarak şah damarı yoluyla yerleştirdi. Proje başarılı oldu ve felçli hasta düşünce yoluyla bir tweet attı. Synchron CEO'su Thomas Oxley'in hesabından atılan bu tweet doğrudan düşünce yoluyla atılan ilk tweet olarak tarihe geçti. İşte Avustralyalı O’Keefe’nin ilk tweeti.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Synchron şirketi ise O’Keefe’nin “Bu teknolojiyi ilk duyduğumda, bana ne kadar bağımsızlık kazandırabileceğini biliyordum. Şimdi bilgisayar da nereye tıklamak istediğimi düşünmem yetiyor ve e-posta gönderebiliyor, banka işlemi yapabiliyor, alışveriş yapabiliyor ve dünyaya Twitter üzerinden mesaj gönderebiliyorum” dediğini aktardı.
Yazar: Özcan Gümüş
0 Yorumlar